Altı üstü yarım saatte kendi evinizde hazırlayabileceğiniz, hemen toparlanıp temizlenen tabaklar, açık havada börtü böceğin,hatta kene tehlikesiyle karşı karşıya olmak adına açıkhava güneş eşliğinde insanlar piknik yapma ihtiyacı duyar.
Haddinden fazla ekmek,haddinden fazla çekirdek,yemiş,normalde bir günde asla tüketilemeyecek kadar meyve ve sebze,normalde yine asla tüketemeyeceğin kadar da ne olur ne olmaz yanıma alayım kurabiyeleri,bisküvileri,gofretleri...
Sanki açlıktan ölünecekmiş gibi amann açık havada nasıl olsa herşey yenir düşüncesiyle gereksizde bir çok yiyecek alınır.Halbuki piknik sabahtan akşama kadar yapılır.
Yedek kıyafetler,terlikler,atletler,şapkalar,minderler,kilimler,toplar,bisikletler,örtüler,su bidonları,mangallar.... O mangalda pişirilecek etler,köfteler,patlıcanlar,domatesler,biberler,soğanlar.Sonra tabaklar,çay takımları,demlikler,piknik tüpleri.Bebek varsa onun beşiği,puseti,ekstra çantası.Radyolar,müzikçalarlar,okey takımları,hamaklar.Tüm bunları hazırlamak bile yorar insanı.Tabiki genelde bu malzemeleri kadın hazırlar.Pikniğe gidince kadınları dinlendirmek için erkek mangal işini üzerine alır.
Mangal yakan kişi kesinlikle erkek olur.Neden peki!!. Adettendir tabi ki. Birde Kadınların tek ana yemek yapmadığı yerdir piknik yeri. Ama kadınlar genede boş duramadıklarından pişen et, köftenin yanına salatayı yaparlar.Sofrayı hazırlamak ve toplamak da gene kadının işidir.
Pikniğe gidilen yerde malzemeleri açıp da bir bakarsın ki o kırın bayırın ortasında,ya maşayı,ya tuzu ya da en ama en önemlisi çayı almayı unutmuşsundur.(Ben de çaydanlığı unutmuştum):)
Eyvaaaah ki eyvah...
Dünyanın sonu gelmiş gibi panikler mangal sorumlusu ya da diğer piknikdaşların.
Tüm keyifleri kaçar,üstelik de seni suçlarlar.
Bir de piknik komşuluğu vardır ki pek bir imece usulu. Yandaki aileden kömür istemeler, onlara sabun vermeler, onların maşasını ödünç almalar,birbirlerine çocukların yaşını,cinsiyetini sormalar falan ...
Ama gün ilerleyip de ortalık kalabalıklaşmaya başladıkça,sağın solun önün arkan sobelenemeyecek kadar tıkış tıkış aileler tarafından işgal edilmeye başlandıkça,az önce yardımlaştığın aile bile sana batmaya başlar.
Masa örtüleri vardır ama üzerine gazete de serilir. Masa örtüsü hava olsun diye ve etrafa temiz görünmek için serilir.
Erkeklerde beyaz atlet,şort,eşofman altı falan olmakla beraber,ayaklarda terlik en önemli aksesuarlardır.Terlik yoksa,arkasına basılmış ayakkabı da aynı işi görmektedir.
Piknik tüpünde kocaman çaydanlıkları kaynamaktadır.
Kesinlikle her sohbetlerini,konuşmalarını kavgalarını bile işitebilirsiniz çünkü seslerini etrafa duyurmaktan hiç çekinmezler.
Çocuklar ayrı bir kalabalık olduklarından,onlara ayrı bir yer kiliminde ekmek arası sofrası kurulur.
Erkekler doyunca biraz şekerleme yapar, kadınlar, çocuklar doyunca,hoplaya zıplaya yakartop oynarlar.Ya da istop bu grubun en eğlenceli sporsal aktivitesidir.
-Şu yandakilere de gıcık oldum ha,ha bire veledin topu bizim mangala gelip duruyor,kalkıp kesecem şimdi toplarını.
-Ay şunlarla fazla konuşup durmayın ya,baksanıza herif gözünü dikmiş buraya nasıl baka baka çekirdek çıtlıyor,sanki sinema seyrediyor gibi sözler pikniğin ilginç yanları tabi..
Ama tüm bu yorgunluklara rağmen açık hava da piknik yapmanın güzelliği bir ayrıdır. Doğayla başbaşa olmak şehir gürültüsünden bir gün olsun uzak kalmak gerçekten çok güzel.
Herkese eğlenceli piknikler diliyorum. Doğayla başbaşa kalma isteğinizi hiç bir zaman ertelemeyin.