12.6.10

FIKRA

TEMEL


Bir gün Temel Mike Tayson ile ünvan maçına çıkmış. Daha ilk yumrukta Temel nakavt olmuş. Hakem bir, iki, üç dört.. sayarken menejeri Temel in kulağına;
- Sakın dokuzdan önce kalkma. Temel hafifden gözlerini aralayarak menejerine;
- Saat kaç?


ELMA


Din dersinde hoca Temele sordu:

"söyle bakalım Temel...Adem ile Havva ne zamana kadar cennette kaldılar?"

Temel gayet sakin:

"Sonbahar'a kadar..."

Hoca şaşırır:

"Ne alakası var Temel?"

"Mantık bunu gerektirir hocam...Çünkü elmalar sonbaharda olgunlaşır..."



POLİS

Öğlen saatleri. Trafikteyim. Kırmızı ışıkta dururken yandaki kalabalığı fark ediyorum. Bir polis otosu ve kalabalığın ortasında bir genç elini kolunu sallayarak konuşuyor. Kulak kesilip durumu kavramaya çalışıyorum. Çocuk yayalara kırmızı yanarken karşıdan karşıya geçmiş, tabii bunu gören polis ceza yazıyor. Çocuk, 'Herkes geçiyordu ben de geçtim' gibilerinden kendini savunuyor. Polis umursamaz bir tavırla ekip arabasına giderken yaşlı bir teyze çocuğa bağırıyor
-'Kaç oğlum kaç! G…nde plakan mı var?!'




Düşüncelerin neyse hayatın da odur.
Hayatın gidişini değiştirmek istiyorsan düşüncelerini değiştir.

W.SHAKESPEARE


27.3.10

SİVİLCELERE AYVA ÇEKİRDEĞİ

Ayva İle Cidinizde Mucizeler Yaratın... Yüzünüzdeki izlerden, renk bozukluklarından ve sivilcelerden şikayetçiyseniz ayva maskesi tam size göre!


Uzmanlar pürüzsüz ve lekesiz bir cilt için avuç dolusu para harcanan dönemlerin geride kaldığını doğadan gelen mucizevi bitki ve meyve özleriyle kusursuz bir cilde sahip olmanızın mümkün olduğunu belirtiyor. Antioksidan özelliğle bilinen ayvanın çekirdekleri cilt için son derece yararlı. Uzmanlara göre sağlıklı bir cilt için dengeli beslenmek, stresten uzak durmak ve doğal cilt bakım ürünlerini kullanmak gerekiyor.

Ayvaçekirdeği Kremi

Yarım kilo ayva çekirdeğini 1 bardak suda hafif haşlayıp kapalı bir şişeye koyun ve 5 gün bekletin.Ama buzdolabına koymayın.5 günün sonunda karışımın suyunu süzün ve geceleri yüzünüze sürüp kuruyana kadar bekletin.Kuruduktan sonra yıkamayın ve üzerine kantaron yağını parmaklarınızla masaj yaparak sürün.

Ayvaçekirdeği kremi kırışıklıklara da iyi gelir ve kırmızı renkteki kantaron yağı cildinizi yeniler. Ciltteki çukurlar için sıkılaştırma kremleri kullanılabilir. Kantaron yağı ve ayvaçekirdeği kremi karıştırılarak yüzünüze uygulayın.Dikkat etmeniz gereken bir nokta eğer gündüz yapıyorsanız güneşe çıkmayın çünkü yüzünüz hassaslaşacaktır.

Ayva çekirdeği ile kusursuz bir cilt için 7-8 tane ayva çekirdeğini çıkartıp 1/2 çay bardağı ılık suda, ağzı açık şekilde 1 gün bekletin. Jölemsi kıvama gelince yüz , boyun bölgesine sürün ve 20 dakika cildinizde bekletin. Cildinizdeki lekelerin yok olduğunu ve cildinizin sıkılaştığını göreceksiniz. Ayrıca . Eğer hassas bir cilde sahipseniz ve cilt bakım ürünlerine döktüğünüz paralarının cildinize herhangi bir geri dönüşümü olmadıysa, doğallıktan yanaysanız bu maskeyi kullanmalısınız. Ayva çekirdeği maskesi ile aknelerin hemen azaldığını farkedeceksiniz.

17.2.10

BOZDAĞ TATİLİ

BOZDAĞ GEZİSİ

Sabah Bozdağ’ a gitmek üzere hazırlandık. Eşyaların son kontrolünü yaptıktan sonra evden ayrıldık. Tur yolcu otobüsünün bizi alacağı yere gittik. Yaklaşık 10 dakika sonra otobüsümüz geldi ve bizi karşıladılar. Herkes tatile gitmenin verdiği ayrı bir neşe ile birbirleri ile sevinçlerini paylaşıyordu. Kaptanımız da neşeli bir müzik çalmaya başlayınca neşemiz daha da arttı. Arkadaşım Nurşen ve oğlu Ömer ile birlikte Bozdağ’a doğru gidiyorduk. Ayrancılar mevkiinde büyük bir kafe restrorant da kahvaltı molası verdik. Evde hazırladığımız kahvaltı malzemelerimizi de çıkartarak çocuklarım, arkadaşım ve oğlu hepimiz aynı masada neşe içinde kahvaltımızı yaptık. Odara yaklaşık 15 dakika kalabildik Çünkü otobüsteki çocuklar bir an önce kar görme umuduyla büyüklerine durmadan soru soruyorlardı. Kaptanımızda çok bekletmeden yola çıktık. Bozdağa gidene kadar Ayrancılar, Tire Torbalı, Bayındır, ve Ödemişi gördük. Otobüsümüz Ödemişten yukarı doğru dağa tırmanmaya başladı. Bu arada küçük oğlumun arka koltuğunda iki tane 5 ve 6 yaşında 2 kız vardı ve sürekli çok konuşarak rahatsız ediyorlardı.(Sanki oğlum hiç konuşmuyormuş gibi))). Ama öyle doğal davranıyorlardı ki hareketli bir müzik çıksa hemen holde oynamaya başlıyorlardı ve bizde neşeleniyorduk. Dağa tırmandıkca çocuklar sürekli hani kar nerde biz buraya kar görmeye geldik diye durmadan yakınıyorlardı. Aralararında geri dönmeyi düşünenler bile vardı. Bozdağ’ da kar olup olmadığından emin olmadığımız için var yada yok diyemiyorduk.Artık Bozdağ ayrımına geldiğimizde Gölcük yoluna döndük ve 5 dakika sonra Gölcük’ te 20 dakika mola verdik. Fakat çok soğuk ve aynı zamanda aşırı rüzgar vardı. Ama biz yinede dolaşmayı tercih ettik. Alış veriş yaptık gölün kıyında resimler çektik ve o soğuk bile o kadar neşe veriyordu ki!!! Üşüyünce bir kafede oturmaya karar verdik.İçeri girdiğimizde kuzine soba kurulu ve içerisi sıcacıktı. Birer sıcak çay içtikten sonra otobüsümüze döndük ve herkes tam olduktan sonra tekrar Bozdağ’a doğru yola çıktık. Dağları yavaş yavaş tırmanmaya başladık. Arada yağmur çiseliyor hemen arkasından güneş açıyordu. Müthiş bir manzara vardı.Yükseklere çıktıkça aşağıya bakamaz olduk. Yollar çok dar değildi ama yinede her an aşağı düşecekmişiz gibi his vardı. Bu arada çocuklar yine başladılar. Kar istiyoruz diye söylenmeye başladılar. Herkes kendi çocuğunu zor sakinleştiriyordu. Kaptanımız çocukları yatıştırmak için ilk kar ı kim görürse ona küçük altın vereceğim dedi ve herkes umutla etrafında kar aramaya başladı. Tabi işin şakasıydı ama valla çok da işe yaradı. Derken sis bulatlarının içine girdik .Otobüsün camından dışarısı zor görünüyordu. Biraz tedirgin olduk ama kaptanımız sağolsun otobüsü çok dikkatli kullanıyordu. Sonra Nihayet dağın eteklerinde az da olsa kar görünmeye başladı. Aman tanrım!!! Herkes çığlık çığlığa....

Çok nadir kar yağan memleket olunca haliyle çok sevindik. Kayak merkezine iyice yaklaşmıştık ki birden beklememiz gerektiğini yolun tıkalı olduğu söylendi. Tabi biz dururmuyuz hiç. Hemen eldivenlerimizi giydik ve otobüsten indik karların üzerinde yürümeye başladık. Kayak merkezine geldiğimizde kayak yapanlar, kızakla kayanlar kafede oturanlar öyle kalabalıktı ki. Zannedersinizki terkedilmiş bir yere geldik ve dağın tepesinde bir cennet var. Gerçekten süper bir görüntü. Sanki tüm İzmirin yarıdan fazlası oradaydı. Derken kar yağmaya başladı ve kaçacak kapalı bir yer bulmaya çalıştık. Dolu şeklinde sulu bir kar olduğu için hemen ıslatıyordu. Hepimiz kartopu oynamaya başladık bir taraftan üşüyoruz bir taraftan kar yumağı yapıyoruz. Sonra kızak kiraladık ve çocuklar kayak yapmaya başladılar. Onların eğlenip mutlu olduğunu görmek benim için ayrıca bir mutluluktu. Sonra bende kızağı alarak yukarıya tırmandım ve aşağıya kadar hiç düşmeden gelebildim. Çok eğlenceliydi. Çoçuklarımla çocuk gibi oynamak bana çok zevk veriyordu. Tamamen sırılsıklam ıslanmıştık ama hiç umurumuzda değildi. Hiç aldırış etmeden kayak yapıyorduk. Sonra otobüsümüz yanına geldiğimizde tur görevlileri karların üzerinde mangalı hazırlamışlar ve bizleri bekliyorlardı. Çocukların ıslak kıyafetlerini otobüsün içinde değiştirdik ve ısınmaya başladık. Mangalda sucuk ekmeğimizi de yedikten sonra tekrar çıkıp kardan adam yapmaya başladık. Tüm otobüs yolcuları o kardan adamla fotoğraf çektirdi. Çocukluk günlerindeki kar oyunlarını tekrar yaşamak çok güzeldi. Akşam oluyordu ve gitme zamanı gelmişti. Kimse oradan ayrılmak istemiyordu. Tüm yolcular kontrol edildikten sonra yola çıktık. Dağlardan yavaş yavaş inerek geliyorduk. Şarkılarla Türkülerle oynaya oynaya geliyorduk. Kar la oynamak herkesi rahatlatmıştı. Güzel bir günün ardından evimizde geldik ve neler yaşadığımızı tekrar paylaşarak bir kez daha eğlendik.

Bozdağ’a gitmek isterseniz yanınıza yedek kıyafetler almayı unutmayınız. Çorap, şapka, Kaşkol a çok gerek duyuluyor. Ayrıca kendi kayak malzemeleriniz varsa yanınızda götürmenizi tavsiye ederim. Gittiğiniz yerde pahalı olabiliyor. Herkese güzel bir kış tatili dileklerimle.

















DAĞA TIRMANIRKEN


















ÖDEMİŞ ( TEPEDEN GÖRÜNÜŞÜ)

3.1.10

FIKRALAR

temel ingiliz ve fransız vampir

uçakdalarmış.ingiliz aşağı atlamış geldiğinde yüzü gözü kan

içindeymiş. sormuşlar bu halin ne böyle ingiliz demiş ki:
- şu ağacı

görüyo musunuz? evet onun yanındaki kadını evet işte ben o
kadının
kanını emdim.aradan 5 dakika geçer fransız gelir yüzü
gözü kan içinde
sorarlar ne oldu sana böyle?fransız:
- şu evi görüyo
musunuz?evet ben evin
yanındaki adamın kanını içtim.aradan 5 dakika
geçer temel yüzü gözü
kan içinde gelir. temele sorarlar bu halin ne böyle?
temel:

- şu aşağıdaki
direği gördünüz mü? evet. işte ben o
direği görmedim!....

ZENGİN

Zengin adam büyük bir heyecanla bir Ferari almış.Daha ilkturunu atarken kırmızı ışığa rastlamış ve durmuş.Durmasıyla da arkadan hızla gelen bir kamyon güm diye vurmuş ferrariye.Adam sinirle inmiş arabasından,kamyoncu da inip hemen yalvarmaya başlamış:
Aman abi ,benaltı çocuk babasıyım,zaten çok az kazanıyorum,başka gelirim yok,ben ettim sen etme...
Adam da acımış ve affetmiş,birşey istemeden arabasına binip yoluna devam etmiş.İkinci ışıklarda tekrar bir güümm!Sesi.
Adam yine sinirle inmiş arabasından,kamyoncu inmeden kafasını uzatmış:
_Abi tamam devamet benim!

TEMEL

Padisah birgun bir ferman yayinlayarak o

haftaki cuma namazinda orada yasayan herkesin bulunmasini zorunlu kilmis. Dort bir yana

haber salinmis ve cuma vakti gelmis. Bizim Temel disinda butun ahali cumaya katilmis.
Ertesi
gun padisah sadrazami yanina cagirip sormus:

-Dunku cumaya ahaliden
katilmayan var
mi ?

- Evet efendim, bir kisi katilmadi. Temel.

- Tez getirin o
deyyusu karsima


Temel'i bulup yaka paca padisahin huzuruna
cikarmislar.Padisah,Temel ve Sadrazam
kaldiginda Padisah sormus,

- Soyle
bakalim neden gelmedin dunku cuma namazina
?

- Cok onemli bir isim vardi
padisahim

- Himmm demek onemli bir isin vardi.
Oyleyse sana olmeden once uc
dilek dileme hakki taniyorum. Soyle bakalim ilk
dilegini.

- Yok padisahim ben en iyisi
dilek dilemeyeyim siz beni oldurun.

- Dile
lan deyyus cabuk adami cileden
cikartma.

- Peki. Eeee sey padisahim. Ben sadrazamin
karisina hastayim, madem
oyle olmeden once bir yatsam onunla.

Tabi bunu duyan
sadrazam olaya siddetle
karsi cikmasina ragmen, padisahin "Bosver takma kafana nasil olsa
olecek" gibi
sozlerinden
sonra istemeye istemeye razi olmus. Ardindan sira ikinci dilege
geldiginde
Temel de yine ayni naz ve padisahin azarlamasi. Sonunda

Temel ikinci
dilegini
soylemiş.

- Eeee sey padisahim ben sizin kariniza da hastayim,olmeden once
onla
da...

- Ne diyorsun lan sen (falan padisah kopurmus)

Tabii bu kez de

sadrazam telkinde bulunmus ve Temel Padisahin karisiyla da... Veee sira gelmis ucuncu

dilege;

- Soyle bakalim su ucuncu dilegini de bitirelim artik su isi.

- Yok

padisahim soylemeyeyim, ilk ikisini soyledim ama bunu nasil soylerim bilmiyorum.

Ilk

ikisinden daha kotu ne olabilir ki diye dusunen padisah kizarak

- Oglum soyle bak

iskence yaptiririm, soyletirim

- Peki efendim, demis Temel ve devam etmis,

-
Ben
sadrazamla size de hastayim.

Ardindan kisa bir sessizlik ve Sadrazam
:

-
Padisahim ben sanki Temel'i namazda gorur gibi oldum. Hatirliyor
gibiyim.

Padisah
:

- Nasil hatirlamazsin lan essoglu essek yanimda
oturuyordu.!


EĞLENCE